el-mûḵaret ~ اَلْمُوقَرَةُ

Kamus-ı Muhit - الموقرة maddesi

اَلْمُوقِرَةُ [el-mûḵiret] (مُحْسِنَةٌ [muḩsinet] vezninde) ve

اَلْمُوقَرَةُ [el-mûḵaret] (مُكْرَمَةٌ [mukremet] vezninde) ve

اَلْمُوقِرُ [el-mûḵir] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) ve

اَلْمُوَقَّرَةُ [el-muvaḵḵarat] (مُعَظَّمَةٌ [muʹażżamet] vezninde) ve

اَلْمِيقَارُ [el-mîḵâr] (مِحْرَابٌ [miḩrâb] vezninde) ve

اَلْمُوقَرُ [el-mûḵar] (مُكَرْمٌ [mukrem] vezninde ve bu şâzdır) Meyvesi firâvân olup şâhları ağırlaşmış hurmâ ağacına vasf olur. مِيقَارٌ [mîḵâr]ın cemʹi مَوَاقِرُ [mevâḵir]dir.

Vankulu Lugatı - الموقرة maddesi

اَلْمُوقَرَةُ [el-mûḵaret] (mîm’in zammı ve ḵâf’ın fethiyle) Himl-i sakîli olan ʹavret; yukâlu: إِمْرَأَةٌ مُوقَرَةٌ إِذَا حَمَلَتْ حَمْلًا ثَقِيلًا وَيُقَالُ نَخْلَةٌ مُوقِرَةٌ وَمُوقَرَةٌ وَحُكِيَ مُوقَرًا أَيْضًا وَهُوَ عَلَى غَيْرِ الْقِيَاسِ لِأَنَّ الْفِعْلَ لَيْسَ لِلنَّخْلَةِ وَإِنَّمَا قِيلَ مُوقِرٌ بِكَسْرِ الْقَافِ عَلَى قِيَاسِ قَوْلِكَ إِمْرَأَةٌ حَامِلٌ لِأَنَّ حَمْلُ الشَّجَرِ مُشَبَّهٌ بِحَمْلِ النِّسَاءِ وَأَمَّا مُوقَرٌ بِفَتْحِ الْقَافِ فَشَاذٌّ Yaʹnî مُوقَرٌ [mûḵar] ḵâf’ın fethiyle نَخْلَةٌ [naḣlet]in fiʹli olmadığı sebebden ne hakîkaten ve ne hod teşbîhen طَالِقٌ [ṯâliḵ] kabîlinden olmağa mecâl olmayıp terk-i te΄nîs şâzz oldu, ammâ مُوقِرٌ [mûḵir] kesr-i ḵâf’la onun hilâfınca ki bu fiʹl-i نَخْلَةٌ [naḣlet] olmağın imre΄ete teşbîh olunmak vâsıtasıyla şâzz olmadı ve lâkin Cevherî إِمْرَأَةٌ مُوقِرٌ istiʹmâli ḵâf’ın kesriyle sahîh olmasına taʹarruz etmedi, gûyâ ki karîne-i makâma havâle kıldı. Ve bu takrîrden Muḣtâru’ṡ-Ṡiḩâḩ sâbihinin وَكَسْرُ الْقَافِ عَلَى غَيْرِ الْقِيَاسِ لِأَنَّ الْفِعْلَ لَيْسَ لِلنَّخْلَةِ dediği sehv olduğu zâhir olur, zîrâ ʹalâ-hilâfi’l-kıyâs olan مُوقَرٌ [mûḵar]dır feth-i ḵâf’la,مُوقِرٌ [mûḵir] değildir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı