اَلْبَتَاتُ [el-betât] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Masdardır, niteki zikr olundu. Ve
بَتَاتٌ [betât] Zâd ve tûşeye denir. Ve جَهَازٌ [cehâz] maʹnâsınadır ki mühimmât ve levâzımdır. Ve ev esbâbına denir, مَتَاعُ الْبَيْتِ [metâʹu’l-beyt] maʹnâsına. Cemʹi أَبِتَّةٌ [ebittet] gelir أَعِزَّةٌ [eʹizzet] vezninde. Ve
بَتَاتٌ [betât] Bir işin üzerinde mübâşir olup onun tanzîmine takayyüd ve ihtimâm eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: هُوَ عَلَى بَتَاتِ أَمْرٍ أَيْ مُشْرِفٌ عَلَيْهِ
اَلْبَتَاتُ [el-betât] (bâ’nın fethiyle) Katʹ maʹnâsınadır; ve minhu kavluhum: تَصَدَّقَ فُلَانٌ صَدَقَةً بَتَاتًا وَصَدَقَةً بَتَّةً بَتْلَةً أَيِ انْقَطَعَتْ مِنْ صَاحِبِهَا وَبَانَتْهُ وَكَذَلِكَ قَوْلُهُمْ طَلَّقَهَا ثَلَاثًا بَتَّةً Ve baʹzılar bu hadîs-i şerîfin mefhûmunda “لَا صِيَامَ لِمَنْ لَا يَبُتُّ الصِّيَامَ مِنَ اللَّيْلِ” [ Ve] بَتٌّ [bett] niyyetle ʹazm ve katʹ maʹnâsınadır dedi. Ve
بَتَاتٌ [betât] Cihâza ve zâda dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı