bâhil ~ بَاهِلٌ

Kamus-ı Muhit - باهل maddesi

اَلْبَاهِلُ [el-bâhil] Şol nâkaya denir ki memesinin bağı olmaya, ʹalâ-kavlin yularsız salma ola yâhûd damga ve nişânesi olmaya; cemʹi بُهْلٌ [buhl] gelir bâ’nın zammıyla بُرْدٌ [burd] gibi ve بُهَّلٌ [buhhel] gelir, رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde; yukâlu: نَاقَةٌ بَاهِلٌ أَيْ لَا صِرَارَ عَلَيْهَا أَوْ لَا خِطَامَ أَوْ لَا سِمَةَ Ve

بَاهِلٌ [bâhil] Hod-ser adama denir, bâdiye aʹrâbı gibi; yukâlu: رَجُلٌ بَاهِلٌ أَيْ عَلَى رَأْسِهِ لَا يَصِلُ إِلَيْهِ أَحَدٌ Ve bî-kâr ve âvâre gezen şahsa denir; yukâlu: هُوَ بَاهِلٌ أَيْ مُتَرَدِّدٌ بِلَا عَمَلٍ Ve sopası ve toykası olmayan çobana denir; yukâlu: رَاعٍ بَاهِلٌ إِذَا كَانَ بِلَا عَصًا

Vankulu Lugatı - باهل maddesi

بَاهِلٌ [bâhil] (hâ’nın kesriyle) Şol nâkadır ki صِرَارٌ [ṡirâr]ı olmaya. Ve صِرَارٌ [ṡirâr] nâkanın memesine bağladıkları bağdır, ʹArab tâ΄ifesinden bir ʹavret erine eyitti: أَتَيْتُكَ بَاهِلًا غَيْرَ ذَاتِ صِرَارٍ Ve صِرَارٌ [ṡirâr] râ΄-i mühmele ile tefsîri el-ân mürûr etti. Ve baʹzı nüsahta صِدَارٌ vâkiʹ olmuştur, dâl ile. Ve صِدَارٌ [ṡidâr] şol küçük gömleğe derler ki beden üzerine giyilir. Ve şol nâkanın göğsüne vurdukları dâga dahi derler; ve’l-evvelu huve’l-asahhu. Ve

بَاهِلٌ [bâhil] Şol nâkaya da derler ki onun عِرَانٌ [ʹirân]ı olmaya. Ve عِرَانٌ [ʹirân] ʹayn-ı mühmelenin kesriyle şol ağaca derler ki serkeş devenin burnuna geçirirler. Ve şol nâkaya da derler ki onun صِدَارٌ [ṡidâr]ı olmaya. Ve صِدَارٌ [ṡidâr] ṡâd’ın kesriyle deve göğsüne vurdukları dâgdır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı