جَيْأَلُ [cey΄el] (حَيْدَرٌ [ḩayder] vezninde) ve
جَيْأَلَةُ [cey΄elet] (حَيْدَرَةٌ [ḩayderet] vezninde gayr-i munsarıf olarak) ve
جَيَلٌ [ceyel] (fethateynle) ve
اَلْجَيْأَلُ [el-cey΄el] (muʹarref bi’l-lâm olarak حَيْدَرٌ [ḩayder] vezninde) Sırtlana denir, ضَبُعٌ [ḋabuʹ] maʹnâsına.
جَيْأَلُ [cey΄el] (cîm’in ve hemzenin fethi ve yâ’nın beyninde sükûnuyla) Sibâʹdan yeleli kurt dedikleri cânverin ismidir, فَيْعَلٌ [feyʹal] vezni üzere. Bu elif-lâmsız maʹrifedir, جَيْأَلَةُ [cey΄elet] vezn-i mezkûr üzere mü΄ennesi yeleli kurdun dişisi maʹnâsına. جَيَلٌ [ceyel] (fethateynle) kezâlik dabuʹ maʹnâsınadır. جَيْأَلُ [cey΄el]den tahfîf olunmadır, Ebû ʹAlî en-Nahvî rivâyeti üzere. Ve جَيَلٌ [ceyel]de yâ’yı elife kalb etmediler, nâb onunla ve onun emsâlinde ettikleri gibi, zîrâ hemze her ne denli lafzdan tayy olunmuş ise niyyette bâkîdir, pes onunla müsbet-i gayr-i mahzûf muʹâmelesi ile muʹâmele olunur. Ve hemzenin vücûdu katında hod yâ elife kalb olunmaz, sâkin olduğundan ötürü.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı