Ḩasen ~ حَسَنٌ

Kamus-ı Muhit - حسن maddesi

اَلْحَسَنُ [el-Ḩasen] (fethateynle) ve

اَلْحُسَيْنُ [el-Ḩuseyn] (musaggar bünyesiyle) İki cebel yâhûd iki uzun kumsal adıdır. حَسَنٌ [Ḩasen] dediklerinin yanında Bisṯâm b. Ḵays medfûndur. Cemʹ olundukta taglîben حَسَنَانِ [Ḩasenân] denir. Ve

حَسَنٌ [Ḩasen] ve

حُسَيْنٌ [Ḩuseyn] Ṯayyi΄ kabîlesinden iki batndır. Ve esmâ-i ricâldendir. Ve

حَسَنٌ [ḩasen] (fethateynle) Mutlakan zâtında hüsnle muttasıf hûb ve pesendîde şey΄e denir. Ve Endelus’te bir hisâr adıdır. Ve Yemâme’de bir karyedir. Ve bir hoş-manzar şecer adıdır ki أَلاَءٌ [elâ΄] dedikleri şecer olacaktır. Ve kolda dirsekten ötecede olan karaca kemiğine denir; bunda zammla da lügattir. Ve yüksek kum yığınına denir.

اَلْحُسْنُ [el-ḩusn] (ḩâ’nın zammıyla) Güzelliğe denir; cemʹi مَحَاسِنُ [meḩâsin] gelir gayr-i kıyâs üzere; yukâlu: بِوَجْهِهِ حُسْنٌ أَيْ جَمَالٌ Ve

حُسْنٌ [ḩusn] Masdar olur, güzel olmak maʹnâsına; yukâlu: حَسُنَ الْغُلَامُ وَحَسَنَ حُسْنًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالْأَوَّلِ إِذَا كَانَ جَمِيلًا

Vankulu Lugatı - حسن maddesi

اَلْحَسَنُ [el-Ḩasen] ve

اَلْحُسَيْنُ [el-Ḩuseyn] (ḩâ’nın evvelde fethi ve sânîde zammı ve sîn’lerin fethiyle) Emîrü’l-mü΄minîn ʹAlî’nin oğulları radıyallâhu ʹanhum. Ve

حُسَيْنٌ [Ḩuseyn] Ṯayyi΄ kabîlesinden iki cemâʹatin adıdır. Ve

حُسَيْنٌ [Ḩuseyn] ve

حَسَنٌ [Ḩasen] Benî Saʹd’a mensûb bir kumun dahi adıdır, remle-i mahsûsa maʹnâsına ki Ebû’ṡ-Ṡahbâ΄ onda katl olunmuştur. Ve onun kâtili ʹÂṡım b. Ḩalîfe’dir. Ve Muberred eyitti: Zikr olunan kumlar iki yığın kumdur ki onda nevʹ-i istitâlet vardır, yaʹnî yığınları müdevver değildir.

اَلْمَحَاسِنُ [el-meḩâsin] (mîm’in fethi ve sîn’in kesriyle) حُسْنٌ [ḩusn]un cemʹidir, ʹalâ-hilâfi’l-kıyâs gûyâ ki مَحْسَنٌ [maḩsen]in cemʹidir. Ve

مَحَاسِنُ [meḩâsin] Evsâf-ı hamîdeye dahi derler ki مَسَاوِي [mesâvî]nin mukâbilidir. Ve

حُسْنٌ [ḩusn] Hûb olmak maʹnâsına masdar da gelir; yukâlu: حَسُنَ حُسْنًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ Ve eger dilersen zammeyi tahfîf edip حَسْنَ [ḩasne] dersin sîn’in sükûnuyla ve sîn’in zammesin ḩâ’ya nakl etmek câ΄iz değildir, zîrâ حَسُنَ haberdir ve nakli fiʹl-i medh yâhûd fiʹl-i zemm olduğu vaktte olur, zîrâ medh ve zemm için olmayıcak نِعْمَ ve بِئْسَ kelimelerine müşâbih olmaz. Ve cevâz-ı naklde hod asl yaʹnî harf-i sânî teskîn olunup hareketi mâ kabline verilmede asl نِعْمَ ve بِئْسَ kelimeleridir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı