اَلْحَصَاةُ [el-ḩaṡât] (ḩâ’nın fethiyle) Mesânede taş peydâ olmağa denir ki ʹillettir, bevl müştedd ve mütehaccer olduğundan nâşîdir; yukâlu: حُصِيَ الرَّجُلُ عَلَى الْمَجْهُولِ فَهُوَ مَحْصِيٌّ Kütüb-i tıbbiyyede mersûmdur ki gâhca insânın böbreklerinde ve kavuğunda taş ve kum tahaddüs eder, sebeb-i mâddîsi mâdde-i galîzadır ve sebeb-i fâʹili bir harâret-i garîbedir ki mâddenin rakîkini ifnâ edip galîzi mütehaccer olduğu hâlde bâkî kalır. Ve
حَصَاةٌ [ḩaṡât] Re΄y ve rüşd ve dirâyet maʹnâsınadır; yukâlu: فُلَانٌ ذُو حَصَاةٍ أَيْ رَأْيٍ
اَلْحَصَيَاتُ [el-ḩaṡayât] (fethateynle) Kezâlik cemʹi, بَقَرَةٌ [baḵarat] ile بَقَرَاتٌ [baḵarât] gibi. Ve
حَصَاةُ الْمِسْكِ [ḩaṡâtu’l-misk] Şol berk olan misk pâresidir ki nâfe-i misk içinde bulunur. Ve
حَصَاةٌ [ḩaṡât] ʹAkla dahi derler; yukâlu: فُلَانٌ ذُو حَصَاةٍ أَيْ ذُو عَقْلٍ وَلُبٍّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı