žeheb ~ ذَهَبٌ

Kamus-ı Muhit - ذهب maddesi

اَلذَّهَبُ [ež-žeheb] (fethateynle) Cins-i maʹdenîden altına denir, تِبْرٌ [tibr] maʹnâsına. Mü΄ellif تِبْرٌ [tibr] mâddesinde ʹale’l-ihtilâf beyân eylemiştir. Meşhûru henüz maʹdenden çıkıp sikke ve sıyâgat görmemiş altına تِبْرٌ [tibr] ıtlâk olunur. Ve ذَهَبٌ [žeheb] müzekker ve mü΄ennes dahi olur. Vâhidi ذَهَبَةٌ [žehebet]tir hâ’yla; cemʹi أَذْهَابٌ [ežhâb] gelir ve ذُهُوبٌ [žuhûb] ve ذُهْبَانٌ [žuhbân] gelir žâl’ın zammeleriyle ve bu sâhib-i Nihâye’den menkûldür. Ve

ذَهَبٌ [žeheb] Masdar olur, bir kimse nâgehânî maʹdene yâ darb-hâneye girip harman harman altın kümelerini gördükte gözleri kamaşıp âşüfte ve deng ve hayrân kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَهِبَ الرَّجُلُ ذَهَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا هَجَمَ فِي الْمَعْدِنِ عَلَى ذَهَبٍ كَثِيرٍ فَزَالَ عَقْلُهُ وَبَرِقَ بَصَرُهُ Ve bu mâddenin fiʹlinde Benî Temîm lügati üzere ذِهِبَ [žihibe] dahi câ΄izdir, žâl’ın ve hâ’nın kesreleriyle. Şârih der ki Ebû Mansûr’dan bu resm muttarid olduğu menkûldür, fiʹlin ʹaynı harf-i halk-ı meksûr olursa. Ve

ذَهَبٌ [žeheb] Yumurtanın sarısına ıtlâk olunur. Ve Yemen ehline mahsûs bir gûne ölçek adıdır. Cemʹi ذِهَابٌ [žihâb] gelir žâl’ın kesriyle ve أَذْهَابٌ [ežhâb] gelir, أَسْبَابٌ [esbâb] gibi. Ve cemʹu’l-cemʹi أَذَاهِبُ [ezâhib] أَقَارِبُ [eḵârib] vezninde ve أَذَاهِيبُ [ežâhîb] gelir, مَرَاكِيبُ [merâkîb] vezninde.

Vankulu Lugatı - ذهب maddesi

اَلذَّهَبُ [ež-žeheb] (fethateynle) Altın. Ve gâh olur ki te΄nîsin câ΄iz görürler. Ve ehl-i Yemen için bir maʹrûf kîlenin ismidir. Altın maʹnâsına olanın cemʹi اَلْأَذْهَابُ ve اَلذُّهُوب [ež-žuhûb] gelir ve mikyâl maʹnâsına olanın cemʹi kezâlik أَذْهَابٌ [ežhâb] ve cemʹinin cemʹi اَلْأَذَاهِبُ [el-ežâhib] gelir. Ve

ذَهَبٌ [žeheb] Kânda ziyâde altın görüp göz mütehayyir olmağa dahi derler; yukâlu: ذَهِبَ الرَّجُلُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا رَآى ذَهَبًا فِي الْمَعْدِنِ فَبَرِقَ بَصَرُهُ مِنْ عِظَمِهِ فِي عَيْنِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı