zerʹ ~ زَرْعٌ

Kamus-ı Muhit - زرع maddesi

اَلزَّرْعُ [ez-zerʹ] (فَرْعٌ [ferʹ] vezninde) Tarlaya tohum saçmak maʹnâsınadır ki ekin ekmek taʹbîr olunur; yukâlu: زَرَعَ الرَّجُلُ زَرْعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا طَرَحَ الْحَبَّ وَالْبَذْرَ Ve nebât bitirmek maʹnâsınadır; yukâlu: زَرَعَهُ اللهُ أَيْ أَنْبَتَهُ Ve ʹArablar çocuğa Hak taʹâlâ neşv ü nemâ verip ondurup yetiştirsin diyecek yerde زَرَعَهُ اللهُ تَعَالَى derler, جَبَرَهُ maʹnâsına. Ve bir kimse fakîr iken servet ve sâmân bulsa زُرِعَ لَهُ بَعْدَ شَقَاوَةٍ derler binâ-yı mechûlle, أَصَابَ مَالاً بَعْدَ حَاجَةٍ maʹnâsına. Ve

زَرْعٌ [zerʹ] Velede ıtlâk olunur; yukâlu: لَهُ زَرْعٌ أَيْ وَلَدٌ Ve ekilmiş ekine denir, مُزْرُوعٌ [mezrûʹ] maʹnâsına. Cemʹi زُرُوعٌ [zurûʹ]dur; yukâlu: راَعَ زَرْعُهُ أَيْ مَزْرُوعُهُ

Vankulu Lugatı - زرع maddesi

اَلزُّرُوعُ [ez-zurûʹ] (zammeteynle) Cemʹi, ekinler maʹnâsına. Ve

زَرْعٌ [zerʹ] Ekin ekmeğe dahi derler, إِلْقَاءُ بَذْرٍ maʹnâsına. Ve

زَرْعٌ [zerʹ] Bitirmeğe dahi derler, إِنْبَاتٌ [inbât] maʹnâsına; yukâlu: زَرَعَهُ اللهُ أَيْ أَنْبَتَهُ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿ءَأَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ﴾ (الواقعة 64) Ve

زَرْعٌ [zerʹ] Islâh maʹnâsına da gelir; tekûlu li’s-sabiyyi: زَرَعَهُ اللهُ أَيْ جَبَرَهُ Ve جَبْرٌ [cebr] cîm’le ve bâ-i muvahhade ile ıslâh maʹnâsınadır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı