اَلزِّنَةُ [ez-zinet] (zâ’nın kesri ve nûn’un tahfîfiyle) Bi-maʹnâhu; tekûlu: وَزَنْتُ الشَّيْءَ وَزْنًا وَزِنَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve
وَزْنٌ [vezn] Bir kimseye bir nesne tartmağa dahi derler; tekûlu: وَزَنْتُ فُلَانًا وَوَزَنْتُ لِفُلَانٍ Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَإِذَا كَالُوهُمْ أَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ﴾ (المطففين، 3) Ve
وَزْنٌ [vezn] Bir nesne bir nesneye berâber gelmeğe dahi derler; yukâlu: هَذَا يَزِنُ دِرْهَمًا Ve
وَزْنٌ [Vezn] Bir yıldızın dahi ismidir ki حَضَارِ [Ḩaḋâri] demekle maʹrûf yıldızla doğar. Ve ʹArabların “حَضَارِ وَالْوَزْنُ مُحْلِفَانِ” dediklenin vechi budur ki zikr olunan yıldızlar Süheyl yıldızından mukaddem doğmağın gören kimse Süheyl zann edip Süheyl’dir diye yemîn eyler. Ve
وَزْنٌ [vezn] Nâhiye maʹnâsına dahi gelir; minhu kavluhum: هُوَ وَزْنُ الْجَبَلِ أَيْ نَاحِيَةٌ مِنْهُ Ve
زِنَةٌ [zinet] Mukâbil maʹnâsına gelir yukâlu: هُوَ زِنَةَ الْجَبَلِ أَيْ حِذَاءَهُ Ve Sîbeveyhi eyitti: Bunlar yaʹnî وَزْنَ الْجَبَلِ ve زِنَةَ الْجَبَلِ zarfiyyet üzere mansûblardır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı