اَلشَّكْمُ [eş-şekm] (şîn’in fethiyle) Bir adama bir nesne mukâbilinde ʹivaz ve cezâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَكَمَهُ شَكْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا جَزَاهُ Ve
شَكْمٌ [şekm] Ve
شَكِيمٌ [şekîm] Isırmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَكَمَهُ شَكْمًا وَشَكِيمًا إِذَا عَضَّهُ Ve
شَكْمٌ [şekm] Rüşvet vermek maʹnâsına müstaʹmeldir, gûyâ ki شَكِيمَةٌ [şekîmet] ile ağzını bend eder; yukâlu: شَكَمَ الْوَالِيَ إِذَا رَشَاهُ
اَلشَّكْمُ [eş-şekm] (şîn’in fethi vekâf’ın sükûnuyla) Rüşvet vermek; tekûlu: شَكَمْتُ الْوَالِيَ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا رَشَوْتَهُ كَأَنَّكَ شَدَدْتَ فَمَهُ بِالشَّكِيمَةِ Ve
شَكْمٌ [şekm] Isırmağa dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı