ʹaḵîḵ ~ عَقِيقٌ

Kamus-ı Muhit - عقيق maddesi

اَلْعَقِيقُ [el-ʹaḵîḵ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Yemenî dedikleri kırmızı hacerin ismidir ki maʹrûftur, Yemen ülkesinde ve Bahr-i Rûmiyye sevâhilinde bulunur. Ve onun bir nevʹi vardır ki tuzlanmış etten akan su renginde bulanık olup ve hafîce ak ak hutûtu olur. Hacer-i merkûmla taḣattüm muhârebe ve muhâsame hengâmında havf ve ıztırâb-ı kalbi müsekkin ve žürûru cemîʹ-i aʹzâdan demin inkıtâʹını mûcibdir. Ve cemîʹ-i aksâmının zürûru dişlerin çirk ve sufretini müzîl ve mahrûkunu tılâ taharrük-i esnânı dâfiʹdir. Müfredi عَقِيقَةٌ [ʹaḵîḵat]tır, cemʹi عَقَائِقُ [ʹaḵâ΄iḵ]tir. Ve

عَقِيقٌ [ʹaḵîḵ] Dereye denir; cemʹi أَعِقَّةٌ [eʹiḵḵat]tır. Ve sel suyu yardığı akıntıya denir; yukâlu: نَزَلُوا فِي الْعَقِيقِ أَيِ الْوَادِي وَكَذَا كُلُّ مَسِيلٍ شَقَّهُ مَاءُ السَّيْلِ Ve Medîne’de ve Yemâme’de ve Ṯâ΄if’te ve Tihâme’de ve Necd ülkesinde birer mevziʹ adıdır ve bunlardan başka altı kıtʹa mevziʹin adıdır. Ve

عَقِيقٌ [ʹaḵîḵ] Mevlûdun saçına ve tüyüne denir ki mûy-ı mâder-zâd taʹbîr olunur, gerek insân ve gerek behâ΄im olsun. Şârih der ki عَقٌّ [ʹaḵḵ] mâddesi şakk ve katʹ maʹnâsına mevzûʹdur, şaʹr-ı mevlûd katʹ olunduğuna mebnî عَقِيقٌ [ʹaḵîḵ] ve عِقَّةٌ [ʹiḵḵat] ve عَقِيقَةٌ [ʹaḵîḵat] ıtlâk olundu. Ve عِقَّةٌ [ʹiḵḵat] fi’l-asl masdardır, dereye ve akıntıya عَقِيقٌ [ʹaḵîḵ] ıtlâkı münşakk olduklarına mebnîdir; yukâlu: قَطَعَ عَقِيقَ الْوَلَدِ وَهُوَ شَعْرُ كُلِّ مَوْلُودٍ مِنَ النَّاسِ وَالْبَهَائِمِ Ve hacer-i mezbûra عَقِيقٌ [ʹaḵîḵ] ıtlâkı medâr-ı katʹ-ı dem olduğuna mebnîdir.

Vankulu Lugatı - عقيق maddesi

اَلْعَقِيقُ [el-ʹaḵîḵ] (ʹayn’ın fethi ve ḵâf’ın kesriyle ve meddiyle) Yüzük kaşı kıldıkları maʹrûf taştır. Ve

عَقِيقٌ [ʹAḵîḵ] Medîne-i münevverenin taşrasında bir derenin ismidir. Ve her su akıntısı ki onu sel yarıp vâsiʹ kıla ona عَقِيقٌ [ʹaḵîḵ] derler. Ve

عَقِيقٌ [ʹaḵîḵ] Ana karnından çıkan tüye de derler, nitekim عَقِيقَةٌ [ʹaḵîḵat]te mürûr etti.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı