ḵaʹḵaʹatu’l-ʹumud ~ قَعْقَعَةُ الْعُمُدِ

Kamus-ı Muhit - قعقعة العمد maddesi

اَلْقَعْقَعَةُ [el-ḵaʹḵaʹat] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Silâh âvâzesini hikâyedir ki kığıştamak taʹbîr olunur; yukâlu: قَعْقَعَ السِّلاَحُ إِذَا صَاتَ ve tekûlu: سَمِعْتُ قَعْقَعَةَ سِلاَحِهِ أَيْ صَوْتَهُ Ve bir nesneyi şiddetle ekl eylemek hasebiyle dişler birbirine dokunup gıcırdamak maʹnâsınadır; yukâlu: تُسْمَعُ لِأَسْنَانِهِ قَعْقَعَةٌ أَيْ صَرِيفٌ لِشِدَّةِ وَقْعِهَا فِي الْأَكْلِ Ve gön ve meşin ve kâgıd makûlesi kuru ve pek nesneyi tahrîkle kığıştatmak maʹnâsınadır; ve minhu’l-meselu: “مَا يُقَعْقَعُ لَهُ بِالشِّنَانِ” Yaʹnî “Onun için kuru eski kırbalar ve deriler kığıştanmaz.” ʹArablar deveyi tehyîc için kuru tulum ve kırba makûlesini tahrîk ve tasvîtle tahvîf ederler. Mesel-i merkûm dilîr ve kaviyyü’l-kalb olmakla havâdis-i eyyâmda husûsan vâhî ve bî-esâs olan ʹavârızdan katʹâ müte΄essir ve mütehaddiş olmayan kimse hakkında darb olunur. Ve

قَعْقَعَةٌ [ḵaʹḵaʹat] Öküz kısmını قَعْ قَعْ diye tard eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَعْقَعَ الثَّوْرَ إِذَا طَرَدَهُ فَقَالَ قَعْ قَعْ Ve kumar oklarını kumar oyununda beri öte tahrîk eylemek maʹnâsınadır ki tasvîti müstelzimdir; yukâlu: قَعْقَعَ الْقِدَاحَ إِذَا أَجَالَهَا فِي الْمَيْسِرِ Ve bir semte doğru çekilip gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَعْقَعَ فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ فِيهَا Ve raʹd ve kalkan makûlesinin savtından dahi hikâyedir. Ve

قَعْقَعَةُ الْعُمُدِ [ḵaʹḵaʹatu’l-ʹumud] İrtihâlden kinâyedir, ke-mâ se-yuzkeru.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı