mehv ~ مَهْوٌ

Kamus-ı Muhit - مهو maddesi

اَلْمَهْوُ [el-mehv] (سَهْوٌ [sehv] vezninde) Tâze hurmâya denir, رُطَبٌ [ruṯab] maʹnâsına. Ve inciye denir, لُؤْلُؤٌ [lu΄lu΄] maʹnâsına. Ve bir cins ak çakıl taşına denir. Müfredâtın beyânına göre Rûm diyârından ve Ṡaʹîd nevâhîsinden zuhûr eden elmâs gibi ak ve şeffâf olur, frenk taşı taʹbîr ederler, baʹzı bıçak kabzası ve zurûf yaparlar ve bu hacer سُلْوَانٌ [sulvân]ın gayrıdır. Ve

مَهْوٌ [mehv] Doluya denir ki gökten yağar, بَرَدٌ [bered] maʹnâsına. Ve yufkaca nâzük kılıca denir, ʹalâ-kavlin cevherli tâb-dâr olanına denir. Ve ʹAbdulḵays kabîlesinden bir cemâʹatin pederi adıdır. Ve duruca olan süte denir. Ve

مَهْوٌ [mehv] Masdar olur, pek vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَهَاهُ مَهْوًا إِذَا ضَرَبَهُ شَدِيدًا

Vankulu Lugatı - مهو maddesi

اَلْمَهْوُ [el-mehv] (mîm’in fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Şol süttür ki rakîk olup kesîrü’l-mâ΄ ola. Ve

مَهْوٌ [mehv] Süt zikr olunan vech üzere olmağa dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı