nażar ~ نَظَرٌ

Kamus-ı Muhit - نظر maddesi

Şârih der ki نَظَرٌ [nażar]da basîret dahi muʹteberdir. فِي kelimesiyle istiʹmâl olundukta fikr maʹnâsına ve إِلَى ile ve bi-nefsihi olursa rü΄yet ve lâm ile olursa rahmet ve عَلَى ile olursa gazab ve بَيْنَ ile olursa hükm maʹnâsına olur; tekûlu: نَظَرْتُ بَيْنَ الْقَوْمِ إِذَا حَكَمْتَ İntehâ. Ve

نَظَرٌ [nażar] Yer nebâtını izhâr ile göze göstermek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: نَظَرَتِ الْأَرْضُ إِذَا أَرَتِ الْعَيْنَ نَبَاتَهَا Ve bir adamın hâline acıyıp iʹânet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَظَرَ لَهُمْ إِذَا رَثَى لَهُمْ وَأَعَانَهُمْ Ve beyne’n-nâs hükm ve fasl-ı daʹvâ kılmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَظَرَ بَيْنَهُمْ إِذَا حَكَمَ Ve bir nesneyi takdîr ve takyîs ederek fikr ve te΄emmül eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَظَرَ فِيهِ إِذَا فَكَّرَ فِيهِ يُقَدِّرُهُ وَيُقَيِّسُهُ Ve muntazır olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَظَرَ فُلاَنًا إِذَا انْتَظَرَ Ve

نَظَرٌ [nażar] Birbirine mücâvir olan kavm ve cemâʹate ıtlâk olunur, dâ΄imâ birbirine nazarları derkâr olduğu için; yukâlu: حَيٌّ نَظَرٌ أَيْ مُتَجَاوِرُونَ يَنْظُرُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ Ve kehânet eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَظَرَ الرَّجُلُ إِذَا تَكَهَّنَ Mü΄ellif burada hükm ile iʹânet maʹnâlarını tekrâr eylemiştir. Ve

نَظَرٌ [nażar] Bir söze kulak tutmak maʹnâsına müstaʹmeldir; tekûlu: أَنْظِرْنِي أَيْ أَصِغْ إِلَيَّ Ve imhâl ve te΄ennî maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَظَرَهُ إِذَا تَأَنَّى عَلَيْهِ Ve bir nesneyi mühletle yaʹnî veresiye satmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَظَرَ الشَّيْءَ إِذَا بَاعَهُ بِنَظِرَةٍ

Vankulu Lugatı - نظر maddesi

اَلنَّظَرُ [en-neżar] (fethateynle) Bir nesneyi bakıp fikr etmektir. Ve

اَلنَّظَرَانُ [en-neżarân] (fethateynle) Kezâlik bi-maʹnâhu; yukâlu: نَظَرْتُ إِلَى الشَّيْءِ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve

نَظَرٌ [neżar] İntizâr maʹnâsına da gelir. Ve

نَظَرٌ [neżar] Komşuluk mahallinde dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: حَيٌّ حِلَالٌ وَنَظَرٌ Yaʹnî bir mahallede evleri birbirine mukâbil komşudur, birbirin görür; ve yukâlu: دَارِي تَنْظُرُ إِلَى دَارِ فُلَانٍ Ve mukâbile maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: إِذَا أَخَذْتَ فِي طَرِيقٍ وَنَظَرَ إِلَيْكَ الْجَبَلُ فَخُذْ عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ يَسَارِهِ Ve

نَظَرٌ [neżar] Yavuz gözle bakmağa da derler; yukâlu: نَظَرَ اَلدَّهْرُ إِلَى بَنِي فُلَانٍ فَأَهْلَكَهُمْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı