naṡl ~ نَصْلٌ

Kamus-ı Muhit - نصل maddesi

اَلنَّصْلُ [en-naṡl] ve

اَلنَّصْلَانُ [en-naṡlân] (nûn’ların fethi ve ṡâd’ların sükûnuyla) Ok ve mızrak temrenine denir. Ve kılıç ve bıçak namlusuna denir; cemʹi أَنْصُلٌ [enṡul] gelir, أَفْلُسٌ [eflus] gibi ve نِصَالٌ [niṡâl] gelir nûn’un kesriyle ve نُصُولٌ [nuṡûl] gelir. Ve kedi otu dedikleri otun kılçığına denir. Ve başa denir cemîʹ-i eczâsıyla, göz ve kulak ve kaş ve sâ΄ir endâmıyladır; yukâlu: أَصَابَ نَصْلَهُ وَهُوَ الرَّأْسُ بِجَمِيعِ مَا فِيهِ Ve kafâda olan yumru yere denir; yukâlu: ضَرَبَ نَصْلَهُ أَيْ قَمَحْدُوَتَهُ Ve baʹzı deve ve at kısmının başlarında olan temren gibi uzunluk hâletine denir; yukâlu: بِرَأْسِ الْبَعِيرِ وَالْفَرَسِ نَصْلٌ أَيْ طُولٌ Ve iğden çıkarılmış ipliğe denir. Ve

نَصْلٌ [naṡl] Masdar olur, ok temrene geçip gereği gibi yerleşip tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَصَلَ السَّهْمُ فِي النَّصْلِ نَصْلًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا ثَبَتَ فِيهِ Ve oku temrene yerleştirmek maʹnâsınadır; tekûlu: نَصَلْتُ السَّهْمَ إِذَا أَثْبَتَّهُ فِي النَّصْلِ Ve ok temrenden çıkmak maʹnâsına olmakla zıdd olur; yukâlu: نَصَلَ السَّهْمُ إِذَا خَرَجَ مِنَ النَّصْلِ Ve نَصْلُ الرَّأْسِ [naṡlu’r-re΄s] başın tepesinden ʹibârettir; yukâlu: ضَرَبَ نَصْلَ رَأْسِهِ أَيْ أَعْلَاهُ Ve kabzası çıkmış kılıç ve bıçak makûlesine denir ki vasf bi’l-masdardır; yukâlu: مِعْوَلٌ نَصْلٌ إِذَا خَرَجَ عَنْهُ نِصَابُهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı