اَلْقَفَلُ [el-ḵafel] (fethateynle) İsm-i cemʹdir, seferden ʹavdet eden adamlara denir; yukâlu: رَأَيْتُ الْقَفَلَ أَيِ الْقَافِلِينَ عَنِ السَّفَرِ Ve
قَفَلٌ [ḵafel] Derinin kuruluğuna denir; yukâlu: جِلْدٌ بِهِ قَفَلٌ أَيْ يُبْسٌ
اَلْقَفْلُ [el-ḵafl] (نَفْلٌ [nefl] vezninde) قَفِيلٌ [ḵâfîl] vezninde) Kurumuş ağaca denir; yukâlu: شَجَرٌ قَفْلٌ وَقَفِيلٌ أَيْ يَابِسٌ Ve
قَفْلٌ [Ḵafl] Ḵarnu’l-Menâzil nâm mahal kurbünde bir sarp yokuş adıdır.
اَلْقُفْلُ [el-ḵufl] (ḵâf’ın zammıyla) Ḩicâz’a mahsûs bir şecer ismidir. Ve bir recülün ʹalemidir. Ve demir kilide denir; cemʹi أَقْفَالٌ [aḵfâl] ve أَقْفُلٌ [aḵful] gelir أَفْلُسٌ [eflus] vezninde ve قُفُولٌ [ḵufûl] gelir; yukâlu: بِالْبَابِ قُفْلٌ وَهُوَ الْحَدِيدُ الَّذِي يُغْلَقُ بِهِ الْبَابُ Ve
قُفْلٌ [Ḵufl] Yemen’de bir hısn ismidir.
اَلْقَفْلُ [el-ḵafl] (ḵâf’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Kurumuş ağaç.
اَلْقُفْلُ [el-ḵufl] (ḵâf’ın zammı ve fâ’nın sükûnuyla) Kilîddir ki maʹrûftur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı