اَلْإِينَاسُ [el-înâs] (hemzenin kesriyle) Bir adamı râm ve enîs eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آنَسَهُ إِينَاسًا ضِدُّ أَوْحَشَهُ Ve görmek maʹnâsınadır; yukâlu: آنَسَ الشَّيْءَ إِذَا أَبْصَرَهُ Ve bilmek maʹnâsınadır; yukâlu: آنَسَهُ إِذَا عَلِمَهُ Ve bir nesneyi hiss eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آنَسَ مِنْهُ رُشْدًا إِذَا أَحَسَّ بِهِ Ve işitmek maʹnâsına müstaʹmeldir ki hiss-i semʹîdir; yukâlu: آنَسَ الصَّوْتَ إِذَا سَمِعَهُ
اَلْإِينَاسُ [el-înâs] (hemzenin kesri ve meddiyle) Görmek ve bilmek ve işitmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: آنَسْتُهُ أَيْ أَبْصَرْتُهُ وَآَنَسْتُ مِنْهُ رُشْدًا أَيْ عَلِمْتُهُ وَآنَسْتُ الصَّوْتَ أَيْ سَمِعْتُهُ Ve
إِينَاسٌ [înâs] Ârâm vermeğe dahi derler, إِيحَاشٌ [îḩâş]ın mukâbilidir ki إِيحَاشٌ [îḩâş] vahşet vermeğe de derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı