اَلدُّجْنَةُ [ed-ducnet] (هُجْنَةٌ [hucnet] vezninde) Pek çirkin siyâhlığa denir; yukâlu: بِهِ دُجْنَةٌ أَيْ أَقْبَحُ السَّوَادِ
اَلدُّجُنُّ [ed-ducunn] (عُتُلٌّ [ʹutull] vezninde) ve
اَلدُّجُنَّةُ [ed-ducunnet] (حُزُقَّةٌ [ḩuzuḵḵat] vezninde ve dâl’ların kesriyle de câ΄izdir) Karanlığa denir, zulmet maʹnâsına. Ve şol kaplayı sehâba denir ki muzlim olup yağmuru olmaya. دُجُنَّةٌ [ducunnet]in cemʹi دُجُنٌّ [ducunn]dur, عُتُلٌّ [ʹutull] gibi. Ve ʹinde’l-baʹz دُجُنَّةٌ [ducunnet] hâ’yla zulmete ve دُجُنٌّ [ducunn] kaplayı sehâba denir yâhûd دُجُنَّةٌ [ducunnet] muzlim sehâba denir; nûn’un tahfîfiyle de câ΄izdir. Ve kat kat kara bulutun âfâk ve etrâfı kaplamasına denir; tekûlu: وَقَعْنَا فِي دُجُنَّةٍ مُنْذُ أَيَّامٍ وَهِيَ إِلْبَاسُ الْغَيْمِ وَتَكَاثُفُهُ
اَلدُّجْنَةُ [ed-ducnet] (dâl’ın zammı ve cîm’in sükûnuyla) Şol buluttur ki birbiri üzerine mutabbık ola. Ve Ebû Zeyd rivâyetidir, nitekim رَيَّانُ [reyyân] şol buluttur ki karanu olup onun yağmuru olmaya. Ve
دُجْنَةٌ [ducnet] Zulmet maʹnâsına dahi gelir.
اَلدُّجُنَّةُ [ed-ducunnet] (zammeteynle ve nûn’un teşdîdiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: يَوْمٌ دَجْنٌ وَيَوْمٌ دُجُنَّةٌ وَيَوْمُ دَجْنٍ وَيَوْمُ دُجُنَّةٍ بِالْوَصْفِ وَالْإِضَافَةِ Ve leylde dahi hâl böyledir, ciheteyn üzere yaʹnî vasf ve izâfet üzere.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı