اَلرُّشْدُ [er-ruşd] (râ’nın zammıyla) ve
اَلرَّشَدُ [er-reşed] (fethateynle) ve
اَلرَّشَادُ [er-reşâd] (فَسَادٌ [fesâd] vezninde) Doğru yol bulup sülûk eylemek maʹnâsınadır, gerek hissî ve gerek maʹnevî olsun; yukâlu: رَشَدَ الرَّجُلُ وَرَشِدَ رُشْدًا وَرَشَدًا وَرَشَادًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالرَّابِعِ إِذَا اهْتَدَى Ve
رُشْدٌ [ruşd] Tarîk-i hakta tasallüb ve tesebbüt cihetiyle müstakîm olmak maʹnâsınadır ki maʹnevî cihetidir, ıtlâkât-ı şerʹiyyedendir; yukâlu: فُلاَنٌ عَلَى الرُّشْدِ أَيِ الْإِسْتِقَامَةِ عَلَى طَرِيقِ الْحَقِّ مَعَ تَصَلُّبٍ فِيهِ
اَلرَّشَدُ [er-reşed] (fethateynle) Kezâlik doğru yola gitmek; yukâlu: رَشِدَ يَرْشَدُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
اَلرُّشْدُ [er-ruşd] (râ’nın zammı ve şîn’in sükûnuyla) Doğru yola gitmek; yukâlu: رَشَدَ يَرْشُدُ رُشْدًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve غَيٌّ [ġayy]ın yaʹnî azmağın mukâbilidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı