اَلرُّفُوضُ [er-rufûḋ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Deve sürüsü çoban geriden gözettiği hâlde kendi başlarına müseyyeb otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: رَفَضَتِ الْإِبِلُ رُفُوضًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا رَعَتْ وَحْدَهَا وَالرَّاعِي يَنْظُرُ إِلَيْهَا Ve
رُفُوضُ النَّاسِ [rufûḋu’n-nâs] İnsân bölüklerine denir ki رَفْضٌ [rafḋ]ın cemʹidir; tekûlu: رَأَيْتُ رَفَضًا مِنَ النَّاسِ وَرُفُوضًا أَيْ فِرْقَةً وَفِرَقًا Ve
رُفُوضُ الْأَرْضِ [rufûḋu’l-arḋ] Taht-ı temellüke dâhil olmayarak arzlara denir. Ve perâkende parça parça çayırlara denir; yukâlu: فِي الْمَرْعَى رُفُوضٌ مِنَ الْكَلَإِ أَيْ مُتَفَرِّقَةٌ
اَلرُّفُوضُ [er-rufûḋ] (zammeteynle) Deve sürüsü tenhâ otlayıp çoban onu yakından yâhûd ıraktan gözetmek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı