اَلشَّقِيصُ [eş-şeḵîṡ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bu dahi ortaklık maʹnâsınadır; yukâlu: فِيهِ شَقِيصٌ أَيْ شَرِكَةٌ Ve ortağa denir; yukâlu: هُوَ شَقِيصُهُ أَيْ شَرِيكُهُ Ve yüğrük soy ata denir; yukâlu: فَرَسٌ شَقِيصٌ أَيْ جَوَادٌ Ve çok nesneden azca bölüğe denir; tekûlu: أَعْطَانِي شَقِيصًا مِنْهُ أَيْ قَلِيلاً مِنْ كَثِيرٍ
اَلشَّقِيصُ [eş-şeḵîṡ] (şîn’in fethi ve ḵâf’ın kesri ve meddiyle) Şerîk maʹnâsınadır; yukâlu: شَقِيصِي أَيْ شَرِيكِي فِي شِقْصٍ مِنَ الْأَرْضِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı