eṯ-ṯammâḩ ~ اَلطَّمَّاحُ

Kamus-ı Muhit - الطماح maddesi

اَلطَّمَّاحُ [eṯ-ṯammâḩ] (كَتَّانٌ [kettân] vezninde) Pek hırs ve şereh sâhibi kimseye ıtlâk olunur ki her şey΄e göz diker olur; yukâlu: رَجُلٌ طَمَّاحٌ أَيْ شَرِهٌ Ve Esed kabîlesinden bir recül adıdır ki İmru΄ulḵays pederinin kâtillerinden ahz-ı intikâm için imdâd talebiyle Ḵayṡer-i Rûm’a ilticâ eyledikte kabîle-i mezbûre mersûmu Ḵayṡer’e irsâl ve hakkında baʹzı mekr ve desîse iʹmâliyle bi’l-âhere İmru΄ulḵays’ı tesmîm eylediler.

اَلطَّمْحُ [eṯ-ṯamḩ] (لَمْحٌ [lemḩ] vezninde) ve

اَلطِّمَاحُ [eṯ-ṯimâḩ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve

اَلطُّمُوحُ [eṯ-ṯumûḩ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir nesneye göz dike bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَحَ بَصَرُهُ إِلَيْهِ طَمْحًا وَطِمَاحًا وَطُمُوحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ارْتَفَعَ Ve bu bâ΄ harfiyle müteʹaddî olur ki bir kimse bir nesneyi gözünü kaldırıp dike bakmak maʹnâsına; yukâlu: طَمَحَ بِبَصَرِهِ إِلَيْهِ إِذَا اسْتَشْرَفَ لَهُ Ve hatun zevcine serkeşlik eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَحَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا جَمَحَتْ عَلَى زَوْجِهَا فَهِيَ طَامِحٌ Ve bir şey΄i alıp götürmek ve iletmek maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَحَ بِهِ إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve bir şey΄in talebi husûsunda imʹân ve mübâlaga eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَحَ فِي الطَّلَبِ إِذَا أَبْعَدَ فِيهِ

Vankulu Lugatı - الطماح maddesi

اَلطَّمَّاحُ [eṯ-ṯammâḩ] Şol kimsedir ki ziyâde harîs ola. Ve Benî Esed’den bir recülün ismidir ki Ḵayṡer’e irsâl olunmuştu.

اَلطِّمَاحُ [eṯ-ṯimâḩ] (ṯâ’nın kesriyle) جِمَاحٌ [cimâḩ] gibidir veznen ve maʹnen, Yezîdî rivâyeti üzere; yukâlu: فَرَسٌ فِيهِ طِمَاحٌ Yaʹnî “Şol feres ki onda serkeşlik ve harûniyyet vardır.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı