اَلطَّمَعُ [eṯ-ṯamaʹ] (fethateynle) ve
اَلطَّمَاعُ [eṯ-ṯamâʹ] (ṯâ’nın fethiyle) ve
اَلطَّمَاعِيَةُ [eṯ-ṯamâʹiyet] (كَرَاهِيَةٌ [kerâhiyet] vezninde) Bir nesneye hırs eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَمِعَ فِي الشَّيْءِ وَبِهِ طَمَعًا وَطَمَاعًا وَطَمَاعِيَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا حَرِصَ عَلَيْهِ Ve
طَمَعٌ [ṯamaʹ] ʹAskerî tâ΄ifesinin ʹulûfelerine ıtlâk olunur; cemʹi أَطْمَاعٌ [aṯmâʹ]dır. ʹİnde’l-baʹz أَطْمَاعٌ [aṯmâʹ] ʹaskerî tâ΄ifesinin ʹulûfe alacak evkâtlarına denir; yukâlu: أَخَذَ الْجُنْدُ أَطْمَاعَهُمْ أَيْ أَرْزَاقَهُمْ أَوْ هِيَ أَوْقَاتُ قَبْضِ أَرْزَاقِهِمْ
اَلطَّامِعُ [eṯ-ṯâmiʹ] ve
اَلطَّمِعُ [eṯ-ṯamiʹ] (خَجِلٌ [ḣacil] vezninde) ve
اَلطَّمُعُ [eṯ-ṯamuʹ] (رَجُلٌ [recul] vezninde) Vasflardır, harîs ve tamaʹ-kâra denir. Cemʹleri طَمِعُونَ [ṯamiʹûn] gelir, خَجِلُونَ [ḣacilûn] gibi ve طُمَعَاءُ [ṯumeʹâ΄] gelir عُلَمَاءُ [ʹulemâ΄] gibi ve طَمَاعَى [ṯamâʹâ] gelir, سَكَارَى [sekârâ] gibi ve أَطْمَاعٌ [aṯmâʹ] gelir, أَحْبَابٌ [aḩbâb] gibi.
اَلطَّمَعُ [eṯ-ṯamaʹ] (fethateynle) Bir nesneye harîs olmak.
اَلطَّمِعُ [eṯ-ṯamiʹ] (ṯâ’nın fethi ve mîm’in kesriyle) ve
اَلطَّمُعُ [eṯ-ṯamuʹ] (ṯâ’nın fethi ve mîm’in zammıyla) İkisi dahi sıfatlardır, harîs maʹnâsına. Ve
طَمُعٌ [ṯamuʹ] ʹAskere verilen rızka dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı