eṯ-ṯamûl ~ اَلطَّمُولُ

Kamus-ı Muhit - الطمول maddesi

اَلطَّامِلُ [eṯ-ṯâmil] ve

اَلطَّمُولُ [eṯ-ṯamûl] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ʹÂrsız ve perdesiz şahsa denir ki ne işlerse aslâ hayâsı ve bâk u pervâsı olmaya. طِمْلٌ [ṯiml] kelimesinin cemʹi طُمُولٌ [ṯumûl] gelir; yukâlu: رَجُلٌ طِمْلٌ وَطَامِلٌ وَطَمُولٌ أَيْ فَاحِشٌ لَا يُبَالِي مَا صَنَعَ Bundan ism طُمُولَةٌ [ṯumûlet]tir, ʹârsızlık ve edebsizlik maʹnâsına. Ve

طِمْلٌ [ṯiml] Bulanık suya denir. Ve boyaya doymuş beze denir; yukâlu: ثَوْبٌ طِمْلٌ أَيْ مُشَبَّعٌ صِبْغًا Ve siyâh kilime, ʹalâ-kavlin mutlakan siyâh nesneye denir. Ve kılâdeye denir; yukâlu: فِي عُنُقِهِ طِمْلٌ أَيْ قِلَادَةٌ Ve le΄îm ve fürû-mâyeye denir. Ve ahmak ve nâdâna denir. Ve fâsık ve habîs uğruya denir. Ve eski sevbe denir. Ve şahs ve cüssesi hafî tüysüz kurda denir ki kavlak olmakla şahsı görünüp belli olmaz. Ve bed-hûyluk ve bed-hâl ve bed-kıyâfet tülengî fakîre denir yâhûd çıplak olanına denir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı