اَلْفُرُوقُ [el-furûḵ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Yol çatallanmak maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin bir husûs zuhûr edip vech ve tarîki bilinmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَرَقَ لَهُ الطَّرِيقَ فُرُوقًا إِذَا اتَّجَهَ لَهُ طَرِيقَانِ أَوِ اتَّجَهَ أَمْرٌ فَعَرَفَ وَجْهَهُ Ve nâkayı yâhûd kancık merkebi buru tutmakla derd ve telâşından duramayıp bir tarafa kaçıp gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَرَقَتِ النَّاقَةُ أَوِ الْأَتَانُ إِذَا أَخَذَهَا الْمَخَاضُ فَنَدَّتْ فِي الْأَرْضِ
اَلْفُرُوقُ [el-furûḵ] (zammeteynle) Nâkayı oğlan burusu tutmak; yukâlu: فَرَقَتِ النَّاقَةُ تَفْرُقُ فُرُوقًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَخَذَهَا الْمَخَاضُ فَنَدَّتْ وَكَذَا الْأَتَانُ Yaʹnî dişi merkebde dahi hâl böyledir. Ve مَخَاضٌ [meḣâḋ] oğlan burusu tutmağa derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı