اَلْفَسْوُ [el-fesv] (حَسْوٌ [ḩasv] vezninde) ve
اَلْفُسَاءُ [el-fusâ΄] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Savtsız âhestece yellenmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَسَا الرَّجُلُ يَفْسُو فَسْوًا وَفُسَاءً إِذَا أَخْرَجَ رِيحًا بِلَا صَوْتٍ
اَلْفَسَّاءُ [el-fessâ΄] (كَتَّانٌ [kettân] vezninde) ve
اَلْفَسُوُّ [el-fesuvv] (عَدُوٌّ [ʹaduvv] vezninde) Çok yellenici adama denir.
اَلْفَسْوُ [el-fesv] (fâ’nın fethi ve sîn’in sükûnuyla) Yellenmek, hurûcu’r-rîhi mine’d-dubur maʹnâsına; yukâlu: فَسَا فَسْوًا
اَلْفَسُوُّ [el-fesuvv] (fâ’nın fethi ve sîn’in zammı ve vâv’ın teşdîdiyle) Şol kimsedir ki yellenmesi çok ola. Ve Ebû Žubyân b. er-Raʹbel eyitti: “أَبْغَضُ الشُّيُوخِ إِلَي الْأَقْلَحِ الْحَسُوُّ الْفَسُوُّ” Ve أَقْلَحُ [aḵlaḩ] ḵâf’la ve ḩâ΄-i mühmele ile dişi sarı olan kimse. Ve حَسُوُّ [ḩasuvv] kesîrü’l-ekl olan ve فَسُوٌّ [fesuvv] kesîrü’r-rîh olan kimsedir, ke-mâ merre el-ân.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı