el-ḵatâdâ ~ اَلْقَتَادَى

Kamus-ı Muhit - القتادى maddesi

اَلْقَتَادَى [el-ḵatâdâ] (سَكَارَى [sekârâ] vezninde) قَتَادٌ [ḵatâd] yemekten karınları derd-nâk olmuş develere denir; yukâlu: إِبِلٌ قَتَادَى إِذَا صَارَتْ قَدْ اشْتَكَتْ مِنْ أَكْلِ الْقَتَادِ Cemʹi أَقْتَادٌ [aḵtâd] ve أَقْتُدٌ [aḵtud] ve قُتُودٌ [ḵutûd] gelir.

Vankulu Lugatı - القتادى maddesi

اَلْقَتَادَى [el-ḵatâdâ] (fethateynle ve elif-i maksûre ile) Şol develerdir ki قَتَادٌ [ḵatâd] yemeden karınları ağrımış ola, nitekim رَمِثَةٌ [remišamp;et] ve رَمَاثَى [remâšamp;â] derler. Ve رَمِثَةٌ [remišamp;et] رِمْثٌ [rimšamp;] dedikleri otu otlayıp karnı ağrıyan deveye derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı