اَلْقَرْوَاءُ [el-ḵarvâ΄] (صَحْرَاءُ [ṡaḩrâ΄] vezninde) Uzun hörgüçlü nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ قَرْوَاءُ أَيْ طَوِيلَةُ السَّنَامِ Ve bunun müzekkeri yoktur, جَمَلٌ أَقْرَى denmez. Ve
قَرْوَاءُ [ḵarvâ΄] Töre ve de΄b ve ʹâdet maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَى قَرْوَاءَ حَسَنَةٍ أَيْ عَلَى عَادَةٍ حَسَنَةٍ Ve dübür ve makʹada denir.
اَلْقَرْوَاءُ [el-ḵarvâ΄] (ḵâf’ın fethi ve râ’nın sükûnu ve elifin meddiyle) Şol devedir ki hörgücü uzun ola. Ve baʹzılar eyitti: قَرْوَاءُ [ḵarvâ΄] arkası berk olan nâkaya derler, بَيِّنَةُ الْقَرَى maʹnâsına. Ve قَرَى [ḵarâ] arka maʹnâsınadır, nitekim el-ân mürûr etti. Ve جَمَلٌ أَقْرَى demek câ΄iz değildir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı