اَلْقَسُوسُ [el-ḵasûs] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Dâ΄imâ yalnızca otlar olan nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ قَسُوسٌ إِذَا كَانَتْ تَرْعَى وَحْدَهَا Ve huysuzluk eden, ʹalâ-kavlin sütü çekilmeğe başlamış olan nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ قَسُوسٌ إِذَا ضَجِرَتْ وَسَاءَ خُلُقُهَا أَوْ تَوَلَّى لَبَنُهَا
اَلْقَسُوسُ [el-ḵasûs] (ḵâf’ın fethi ve sîn’in zammıyla) Şol nâkadır ki merʹâda yalnız otlar, عَسُوسٌ [ʹasûs] gibi lafzen ve maʹnen, Ebû Zeyd ve Kisâ΄î rivâyeti üzere; yukâlu: قَسَّتِ النَّاقَةُ تَقُسُّ قَسًّا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا رَعَتْ وَحْدَهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı