اَلْقَسْوُ [el-ḵasv] ve
اَلْقَسْوَةُ [el-ḵasvet] (ḵâf’ların fethi ve sîn’lerin sükûnuyla) ve
اَلْقَسَاوَةُ [el-ḵasâvet] (عَدَاوَةٌ [ʹadâvet] vezninde) ve
اَلْقَسَاءُ [el-ḵasâ΄] (قَضَاءٌ [ḵaḋâ΄] vezninde) Bir nesne taş gibi pek ve katı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَسَا قَلْبُهُ يَقْسُو قَسْوًا وَقَسْوَةً وَقَسَاوَةً وَقَسَاءً إِذَا صَلُبَ وَغَلُظَ Ve akçe kalb ve züyûf olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: قَسَا الدِّرْهَمُ إِذَا زَافَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı