el-kubuvv ~ اَلْكُبُوُّ

Kamus-ı Muhit - الكبو maddesi

اَلْكَبْوُ [el-kebv] (حَبْوٌ [ḩabv] vezninde) ve

اَلْكُبُوُّ [el-kubuvv] (سُمُوٌّ [sumuvv] vezninde) Sürçüp yüz üzere yere kapanmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَبَا الرَّجُلُ يَكْبُو كَبْوًا وَكُبُوًّا إِذَا انْكَبَّ عَلَى وَجْهِهِ Ve çakmaktan âteş çıkmayıp âteşsiz olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: كَبَا الزَّنْدُ إِذَا لَمْ يُورِ Ve ocakta âteş koru yığılıp tümelmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَبَا الْجَمْرُ إِذَا ارْتَفَعَ Ve at kısmı soluduğunu yâ soluganlığını belirtmeyip içerisinden almak maʹnâsınadır; yukâlu: كَبَا الْفَرَسُ إِذَا كَتَمَ الرَّبْوَ Ve bir nesneyi baş aşağı çevirip içinde olanı dökmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَبَا الْكُوزَ إِذَا صَبَّ مَا فِيهِ Ve nebât solmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: كَبَا النَّبْتُ إِذَا ذَوِيَ Ve havâya toz ağmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَبَا الْغُبَارُ إِذَا عَلَا

Vankulu Lugatı - الكبو maddesi

اَلْكَبْوُ [el-kebv] (kâf’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Yüz üzerine düşmek; yukâlu: كَبَا لِوَجْهِهِ كَبْوًا إِذَا سَقَطَ Ve

كَبْوٌ [kebv] At terlemeğe dahi derler, Ebû ʹAmr rivâyeti üzere; yukâlu: كَبَا الْفَرَسُ إِذَا حُنِذَتْ فَلَمْ تَعْرَقْ Ve حَنْذٌ [ḩanž] ḩâ΄-i mühmele ve žâl-ı muʹceme ile atı bir iki meydân seğirtmeğe derler. Ve Ebu’l-Ġavšamp; eyitti: كَبْوٌ [kebv] at soluduğın belirtmeğe dahi derler. Ve

كَبْوٌ [kebv] Çakmaktan âteş çıkmağa dahi derler; yukâlu: كَبَا الزَّنْدُ إِذَا لَمْ تَخْرُجْ نَارُهُ Ve زَنْدٌ [zend] zâ΄-i muʹceme ile ve nûn’la çakmağa derler. Ve

كَبْوٌ [kebv] Bir nesneyi süpürmeğe dahi derler; tekûlu: كَبَوْتُ الشَّيْءَ إِذَا كَسَحْتَهُ Ve كَسْحٌ [kesḩ] sîn ve ḩâ΄-i mühmeleteyn ile süpürmeğe derler. Ve

كَبْوٌ [kebv] Bir nesneden bir nesneyi dökmeğe dahi derler; tekûlu: كَبَوْتُ الْكُوزَ وَغَيْرَهُ إِذَا صَبَبْتَ مَا فِيهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı