اَلْكِبَا [el-kibâ] (إِلَى [ilâ] vezninde) Süpürüntülüğe denir ki küme olur, كُنَاسَةٌ [kunâset] maʹnâsınadır; tesniyesinde كِبَوَانِ [kibevân] denir kâf’ın kesri ve bâ’nın fethiyle, cemʹi أَكْبَاءٌ [ekbâ΄] gelir. Kâle’ş-şârih ve fi’n-Nihâye: كَانَ قَبْرُ عُثْمَانَ بْنِ مَظْعُونٍ عِنْدَ كِبَا بَنِي عَمْرِو بْنِ عَوْفٍ أَيْ كُنَاسَتِهِمْ Burada bâ’yla كُبَاسَةٌ nüshaları galattır. Ve kâle fi’l-Esâs: كَبَوْتُ الْبَيْتَ إِذَا كَنَسْتَهُ
اَلْكِبَا [el-kibâ] (kâf’ın kesri ve elifin kasrıyla) Süpürüntü, كُنَاسَةٌ [kunâset] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı