اَلنَّسْوَةُ [en-nesvet] (خَطْوَةٌ [ḣaṯvet] vezninde) Bir iş işleyen kimse işi terk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَا عَمَلَهُ يَنْسُوهُ نَسْوَةً إِذَا تَرَكَهُ Ve
نَسْوَةٌ [nesvet] Bir içim süte denir; tekûlu: سَقَانِي نَسْوَةً مِنَ اللَّبَنِ أَيْ جَرْعَةً مِنْهُ Mütercim der ki نِسْوَةٌ [nisvet] mâddesi bundan me΄hûz olmak agleb-i melhûzdur, zîrâ ʹArab kısmı bi’t-tabʹ zen-dost olup ve ʹindlerinde süt eltaf-ı agdiye belki gıdâ-yı mahsûs olduğu maʹlûmdur. Bu mülâbese tasavvuruyla ahz ve ıtlâk eylemeleri karîbdir.
اَلنِّسْوَةُ [en-nisvet] (nûn’un kesri ve zammı ve sîn’in sükûnuyla) ve
اَلنِّسَاءُ [en-nisâ΄] ve
اَلنِّسْوَانُ [en-nisvân] ve
اَلنِّسُونَ [en-nisûn] (nûn’ların kesriyle) مَرْأَةٌ [mer΄et] kelimesinin min-gayri lafzihâ cemʹleridir; nisbetinde نِسْوِيٌّ [nisviyy] denir, nûn’un kesri ve sîn’in sükûnuyla.
اَلنِّسْوَةُ [en-nisvet] (nûn’un kesri ve sîn’in sükûnuyla) ʹAvretler, إِمْرَأَةٌ [imre΄et]in cemʹi. Ve nûn’un zammı dahi lügattir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı