اَلنَّسِيفُ [en-nesîf] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Fısıldaşmağa denir; yukâlu: بَيْنَهُمَا نَسِيفٌ أَيْ سِرَارٌ Ve sırr ve râza denir; yukâlu: بَيْنَهُمْ نَسِيفٌ أَيْ سِرٌّ Ve merkebin ısırık yerine ve beresine denir. Ve atın ve devenin sürüp yâhûd seğirttirirken ayakla iki cânibden vurduğu yerlerde kalan esere denir, üzengi yarası ve ökçe beresi gibi. Ve gizli söze denir; yukâlu: كَلاَمٌ نَسِيفٌ أَيْ خَفِيٌّ
اَلنَّسِيفُ [en-nesîf] (nûn’un fethi ve sîn’in kesri ve meddiyle) Merkeb ısırdığı yerde kalan eser. Ve devenin binen kimse iki cânibinden ayakla vurduğu yere dahi derler ki tüyü yolunmakla maʹlûm ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı