ḵaʹiret ~ قَعِرَةٌ

Kamus-ı Muhit - قعرة maddesi

اَلْقَعِرَةُ [el-ḵaʹiret] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) ve

اَلْقَعْرَى [el-ḵaʹrâ] (سَكْرَى [sekrâ] vezninde) İçinde dibini setr edecek nesne olan kaba denir; yukâlu: قَصْعَةٌ قَعِرَةٌ وَقَعْرَى إِذَا كَانَ فِيهَا مَا يُغَطِّي قَعْرَهَا Ve

قَعِرَةٌ [ḵaʹiret] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) ve

قَعِيرَةٌ [ḵaʹîret] (شَرِيفَةٌ [şerîfet] vezninde) Şol hatuna ıtlâk olunur ki şehveti geç gelir ola, ʹalâ-kavlin şehvetini fercinin kaʹrında bulur ola, yaʹnî âlet tâ fercinin dibine dayamadıkça şehveti heyecân eylemez ola yâhûd cimâʹda ifrât ve mübâlagaya hâhiş-ger ola; yukâlu: إِمْرَأَةٌ قَعِرَةٌ وَقَعِيرَةٌ إِذَا كَانَتْ بَعِيدَةَ الشَّهْوَةِ أَوِ الَّتِي تَجِدُ الْغُلْمَةَ فِي قَعْرِ فَرْجِهَا أَوِ الَّتِي تُرِيدُ الْمُبَالَغَةَ

اَلْقَعْرُ [el-ḵaʹr] (ḵâf’ın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Her şey΄in aksâsına yaʹnî nihâyet-i esfeline denir ki Fârisîde bün ve Türkîde dip ve derin taʹbîr olunur, kuyunun ve denizin dipleri gibi. Cemʹi قُعُورٌ [ḵuʹûr]dur; tekûlu: إِنْتَهَيْتُ قَعْرَ الْبِئْرِ أَيْ أَقْصَاهَا Ve

قَعْرٌ [ḵaʹr] Masdar olur, bir nesnenin dibine erişmek, ʹalâ-kavlin derin eylemek maʹnâsına; yukâlu: قَعَرَ الْبِئْرَ قَعْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا انْتَهَى إِلَى قَعْرِهَا أَوْ عَمَّقَهَا Ve kapta olan şey΄in mecmûʹunu içmek maʹnâsınadır ki sömürmek ve dip göstermek taʹbîr olunur; yukâlu: قَعَرَ الْإِنَاءَ إِذَا شَرِبَ مَا فِيهِ Ve taʹâmı kabın dibinden ekl eylemek maʹnâsınadır ki ekkâl adamlar yağlıca yeri olmakla orasına saldırırlar; yukâlu: قَعَرَ الثَّرِيدَةَ إِذَا أَكَلَهَا مِنْ قَعْرِهَا Ve yere çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَعَرَهُ إِذَا صَرَعَهُ Ve ağacı dibinden kesmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: قَعَرَ النَّخْلَةَ إِذَا قَطَعَهَا مِنْ أَصْلِهَا Ve hayvân gayr-i tâmmü’l-hilkat yavru düşürmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَعَرَتِ الشَّاةُ إِذَا أَلْقَتْ مَا فِي بَطْنِهَا لِغَيْرِ تَمَامٍ Ve

قَعْرٌ [ḵaʹr] Kavataya ıtlâk olunur, جَفْنَةٌ [cefnet] maʹnâsına. Ve

قَعْرٌ [ḵaʹr] ve

قَعْرَةٌ [ḵaʹret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Şol dere tarzında yere ıtlâk olunur ki zemînden ayrılıp açılmakla inip çıkması pek düşvâr ola. Ve

قَعْرٌ [ḵaʹr] Beled maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَا فِي هَذَا الْقَعْرِ مِثْلُهُ أَيِ الْبَلَدِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı