كَفَّةَ كَفَّةَ [keffet keffet] Kâf’ların fethi ve âhirlerinin feth üzere binâlarıyla ki bunlar aslda iki ism olup baʹdehu kelime-i vâhide kılınıp خَمْسَةَ عَشَرَ gibi feth üzere mebnî oldular. Ve كَفَّةً لِكَفَّةٍ evvelin nasbı ve sânînin cerriyle fekk-i terkîb üzeredir. Ve كَفَّةً عَنْ كَفَّةٍ kezâlik evvelin nasbı ve sânînin cerriyle müvâceheten maʹnâsında müstaʹmeldir; tekûlu: لَقِيتُهُ كَفَّةَ كَفَّةَ وَكَفَّةً لِكَفَّةٍ وَكَفَّةً عَنْ كَفَّةٍ أَيْ كِفَاحًا Birbirine rû-be-rû olmalarıyla gûyâ ki keffleri birbirine mess eylemiştir yâhûd menʹ maʹnâsından meʹhûzdur, gûyâ ki ehadühümâ âheri mahall-i âhere nühûz ve insirâftan menʹ eylemiştir. Ve nasbları bi’t-te΄vîl hâliyet üzeredir.
كَفَّةَ كَفَّةَ [keffete keffete] (kâf’ın ikisinde dahi fethiyle ve âhirlerinin feth üzere binâsıyla) Müvâceheten maʹnâsınadır. Bunlar aslında iki ismdir kelime-i vâhide kılınıp خَمْسَةَ عَشَرَ gibi feth üzere mebnî olmuşlardır; minhu kavluhum: لَقِيتُهُ كَفَّةَ كَفَّةَ أَيِ اسْتَقْبَلْتُهُ مُوَاجَهَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı