اَلْإِيضَاحُ [el-îḋâḩ] (hemzenin kesriyle) Âşikâre kılmak; yukâlu: أَوْضَحْتُهُ أَنَا Ve
إِيضَاحٌ [îḋâḩ] Bir kimsenin beyâz oğulları doğmağa dahi derler; yukâlu: أَوْضَحَ الرَّجُلُ إِذَا وُلِدَ لَهُ أَوْلَادٌ بِيضٌ Ve
إِيضَاحٌ [îḋâḩ] Ittılâʹ maʹnâsına dahi gelir; ke-kavlihim: مِنْ أَيْنَ أَوْضَحْتَ أَيْ مِنْ أَيْنَ طَلَعْتَ Ve مِنْ أَيْنَ بَدَا وَضَحُكَ Yaʹnî “Sana ıttılâʹ kandan oldu ve nûr-ı hidâyet nereden zuhûr etti?” Ve وَضَحٌ [veḋaḩ] (fethateynle) ziyâya derler, nitekim ʹan-karîb gelir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı