eš-še΄dâ΄ ~ اَلثَّأْدَاءُ

Kamus-ı Muhit - الثأداء maddesi

اَلثَّأْدَاءُ [ešamp;-šamp;e΄dâ΄] (حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] vezninde) Câriyeye ıtlâk olunur. Esâs’ın beyânına göre ʹArablar tahkîr mahallinde: يَا ابْنَ الثَّأْدَاءِ derler, يَا ابْنَ الرَّطْبَةِ dedikleri gibi ki edât-ı düşnâmdır, güyâ ki fâcire olmakla ferci aslâ kuru kalmadığını kinâye ederler. Ve ben ʹâciz değilim diyecek yerde مَا أَنَا ابْنُ ثَأْدَاءَ derler, zîrâ evlâd-ı câriye ekserî ʹacz ile ve zaʹf-ı re΄yle muttasıf olurlar. Ve burada murâd ʹArab câriyesi evlâdıdır. Ve

ثَأْدَاءُ [šamp;e΄dâ΄] Bön hatuna ıtlâk olunur; yukâlu: إِمْرَأَةٌ ثَأْدَاءُ أَيْ حَمْقَاءُ

Vankulu Lugatı - الثأداء maddesi

اَلثَّأْدَاءُ [ešamp;-šamp;e΄dâ΄] (šamp;â’nın fethi ve hemzenin sükûnu ve elifin meddiyle) Câriye maʹnâsınadır, دَأْثَاءُ [de΄šamp;â΄] gibi kalb üzerine. Ammâ Ferrâ ثَأَدَاءُ [šamp;e΄edâ΄] ve سَحَنَاءُ [seḩanâ΄] derdi fethateynle, harf-i halktan ötürü. Ve Ebû ʹUbeyd eyitti: Ferrâ’dan gayrı bunu demiş kimse yoktur. Ve İbnu’s-Sikkît eyitti: Kelâm-ı ʹArabda فَعَلَاءُ yoktur tahrîkle ve elif-i memdûde ile, illâ ئَأَدَاءُ vardır ve bu dahi gâh olur teskîn olunur. Cevherî eydür: İbnu’s-Sikkît’in bu kelâmı sıfâta göredir, zîrâ esmâda iki kelime vardır ki tahrîkle gelmiştir ki onlar قَرَمَاءُ [Ḵaremâ΄] ve جَنَفَاءُ [Cenefâ΄]dır ki iki mevziʹin ismleridir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı