et-tiyâḵat ~ اَلتِّيَاقَةُ

Kamus-ı Muhit - التياقة maddesi

اَلتَّوْقُ [et-tevḵ] (سَوْقٌ [sevḵ] vezninde) ve

اَلتُّوُوقُ [et-tuvûḵ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلتِّيَاقَةُ [et-tiyâḵat] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) ve

اَلتَّوَقَانُ [et-teveḵân] (fetehâtla) Müştâk ve ârzû-mend olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَاقَ إِلَيْهِ تَوْقًا وَتُوُوقًا وَتِيَاقَةً وَتَوَقَانًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا اشْتَاقَ Ve kumar oklarını beri öte karıştırır iken matlûb olan ok çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَاقَ الْقِدْحُ فِي الْمَيْسِرِ إِذَا خَرَجَ عِنْدَ الْإِجَالَةِ Ve bir işi işlemeğe kasd ve sürʹat eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: تَاقَ إِلَى الشَّيْءِ إِذَا هَمَّ بِفِعْلِهِ وَخَفَّ Ve hazer eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: تَاقَ مِنْهُ إِذَا أَشْفَقَ Ve

تَوَقَانٌ [teveḵân] ve

تَوْقٌ [tevḵ] Cân vermek maʹnâsınadır; yukâlu: تَاقَ بِنَفْسِهِ تَوَقَانًا وَتَوْقًا إِذَا جَادَ بِهَا Ve göz yaşı, menbaʹı olan baş çatısı kemiğinden kaynayıp çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَاقَتِ الدُّمُوعُ إِذَا خَرَجَتْ مِنَ الشُّؤُونِ Ve kurulmuş yayın kirişini kuvvetle çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَاقَ الْقَوْسَ إِذَا شَدَّ نَزْعَهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı