eš-šereyân ~ اَلثَّرَيَانِ

Kamus-ı Muhit - الثريان maddesi

اَلثَّرَيَانِ [ešamp;-šamp;ereyân] (fetehâtla) ثَرًى [šamp;erâ] lafzından tesniyedir ki zikr olundu. Bu maʹnâdandır ki “Yağmur kaʹr-ı zemîne te΄sîr edip tâ nem-nâk toprağa bâlig oldu” diyecek yerde إِلْتَقَى الثَّرَيَانِ derler, hısb ve rehâ΄ mevkiʹinde ve beyne’r-recüleyn sürʹat-ı ittifâk maʹrizinde îrâd olunur. Ve bir aʹrâbî ʹuryân bedeni üzere sâde bir kürk telebbüs eylemekle إِلْتَقَى الثَّرَيَانِ dedi ki kasığı kıllarıyla kürkün tüylerinin biribirine karıştığından kinâye eyledi.

Vankulu Lugatı - الثريان maddesi

اَلثَّرَيَانِ [ešamp;-šamp;ereyân] (fethateynle) Tesniyesidir; yukâlu: اِلْتَقَى الثَّرَيَانِ Ve ثَرَيَانِ [šamp;ereyân]la maksûd yağmurla nem-nâk olan topraktır, yaʹnî “Yağmur kaʹr-ı zemîne te΄sîr edip nem-nâk olan toprağa erişti.” Ve ʹArab tâ΄ifesi “شَهْرٌ ثَرَى وَشَهْرٌ تَرَى وَشَهْرٌ مَرْعَى” derler, yaʹnî “Bir ay yağmur yağıp yer nem-nâk olur ve bir ay nebâtât zuhûr edip ona rü΄yet-i basar vâkiʹ olur ve bir ayda dahi nebâtât uzayıp merʹâ olmağa sâlih olur.” Ve

ثَرَى [šamp;erâ] Mesrûr olmağa dahi derler; yukâlu: ثَرِيَ بِذَلِكَ يَثْرَى بِهِ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا فَرِحَ وَسَرَّ Ve bu Aṡmaʹî rivâyetidir. Ve

ثَرَى [šamp;erâ] Çok olmak maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: ثَرِيَ الْقَوْمُ يَثْرَوْنَ مِنَ الْبَابِ الْمَذْكُورِ إِذَا كَثُرُوا وَنَمَوْا Ve mâl ziyâde olmak maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: ثَرِيَ الْمَالُ يَثْرَى إِذَا كَثُرَ Ve ثَرِيَ [šamp;eriye] كَثَّرَ maʹnâsına dahi gelir, Ebû ʹAmr rivâyeti üzere; yukâlu: ثَرَى اللهُ الْقَوْمَ أَيْ كَثَّرَهُمْ Ve kavm üzerine ziyâde gelmeğe dahi derler; yukâlu: ثَرَوْنَا الْقَوْمَ أَيْ كُنَّا أَكْثَرَ مِنْهُمْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı