اَلثَّوَبَانُ [ešamp;-šamp;evebân] (fetehâtla) Hastanın bedeni sıhhata yüz tutmak maʹnâsınadır ki cânı yerine gelip mizâcı sağlık hâletine ʹavdet eylemekten ʹibârettir; yukâlu: ثَابَ جِسْمُ الْمَرِيضِ ثَوَبَانًا إذَا أَقْبَلَ
اَلثَّوْبُ [ešamp;-šamp;evb] (šamp;â’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Kaftan; cemʹi اَلْأَثْوَابُ [el-ešamp;vâb] ve اَلثِّيَابُ [ešamp;-šamp;iyâb] gelir hemzenin evvelde fethiyle ve šamp;â’nın sânîde kesriyle. Ve cemʹ-i kılleti اَلْأَثْوُبُ [el-ešamp;vub] gelir hemzenin fethi ve vâv’ın zammıyla. Ve ʹArabdan baʹzı أَثْؤُبٌ [ešamp;΄ub] derler, hemze ile, tahammül-i zammeye hemze evlâ olduğu için; دَارٌ [dâr] ve أَدْؤُرٌ [ed΄ur] ve سَاقٌ [sâḵ] ve أَسْؤُقٌ [es΄uḵ]de dahi hâl böyledir. Ve
ثَوْبٌ [šamp;evb] Gidip geri gelmeğe dahi derler. Ve
اَلثَّوَبَانُ [ešamp;-šamp;evebân] (bi’l-fethateyni) Eyzan bi-maʹnâhu; ve yukâlu: ثَابَ الرَّجُلُ يَثُوبُ ثَوْبًا وَثَوَبَانًا أَيْ رَجَعَ بَعْدَ ذَهَابِهِ Ve ictimâʹ maʹnâsına da gelir; yukâlu: ثَابَ النَّاسُ أَيِ اجْتَمَعُوا وَكَذَلِكَ الْمَاءُ إِذَا اجْتَمَعَ فِي الْحَوْضِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı