el-cemret ~ اَلْجَمْرَةُ

Kamus-ı Muhit - الجمرة maddesi

اَلْجَمْرَةُ [el-cemret] (cîm’in fethi ve mîm’in sükûnuyla) Bir dâne âteş koruna denir ki köz dahi taʹbîr olunur, nâr-ı muttakıde maʹnâsına. Cemʹ-i cinsi جَمْرٌ [cemr]dir. Şârihin beyânına göre cemʹ-i sîgıجَمَرَاتٌ [cemerât] ve جِمَارٌ [cimâr] gelir cîm’in kesriyle; yukâlu: أَلْقَى اللَّحْمَ عَلَى الْجَمْرِ أَيِ النَّارِ الْمُتَّقِدَةِ Ve

جَمْرَةٌ [cemret] Bin nefer süvârîye ıtlâk olunur; aʹdâyı âteş gibi sûzân ettikleri için yâhûd cemʹiyyet maʹnâsından me΄hûzdur; yukâlu: جَمْرَةٌ كَالْجَمْرَةِ أَيْ أَلْفُ فَارِسٍ كَالنَّارِ الْمُتَّقِدَةِ Ve

جَمْرَةٌ [cemret] Şol kabîleye ıtlâk olunur ki aslâ bir ferde ve bir kabîleye munzamm olmayıp ʹalâ-hidetin hod-ser olalar, şiddet ve şehâmetlerinden nâşî müzâheretten müstagnî olurlar. ʹAlâ-kavlin üç yüz süvârîyi hâvî olan kabîleye ıtlâk olunur. Ve

جَمْرَةٌ [cemret] Hurde çakıl taşına denir, حَصَاةٌ [ḩaṡât] gibi ki Fârisîde seng-rîze denir. Ve

جَمْرَةٌ [cemret] Menâsik-i hacdan olan جَمَرَاتٌ [cemerât]ın müfredidir ki üç جَمْرَةٌ [cemret]tir. Biribirinin ʹakibince جِمَارٌ [cimâr] yaʹnî hurde taşlar atılır, cemre-i ûlâ ve cemre-i vustâ ve cemretü’l-ʹakabe taʹbîr olunur; vech-i tesmiye ʹan-karîb zikr olunur. Mü΄ellif burada müsâmaha eylemiştir, zîrâ vech-i mezkûr üzere جَمْرَةٌ [cemret]in cemʹi جَمَرَاتٌ [cemerât] ve جِمَارٌ [cimâr] gelir, nihâyet جَمَرَاتٌ [cemerât] fiʹl-i mahsûs-ı menâsikte gâlibdir.

Vankulu Lugatı - الجمرة maddesi

اَلْجَمْرَةُ [el-cemret] Vâhidi. Ve

جَمْرَةٌ [cemret] Bin atlıya dahi derler; yukâlu: “جَمْرَةٌ كَالْجَمْرَةِ” Yaʹnî “Bin atlı kimse ki âteş gibidir hiddette.” Ve bi’l-cümle her kabîle ki kabîle-i uhrâ ile birikip kemâl-i ittihâd kesb etseler onlara جَمْرَةٌ [cemret] derler, gayra muhâlefet etmediklerince. Ve Ebû ʹUbeyde eyitti: جَمَرَاتُ عَرَبٍ [cemerâtu ʹArab] üçtür: Benû Ḋâbbe’dir ki Dâbbe, Udd oğludur. Ve Benu’l-Ḩârišamp;’tir ki Ḩârišamp;, Kaʹb oğludur. Ve Benû Numeyr’dir ki Numeyr, ʹÂmir oğludur. Bunlardan ikisi جَمْرَةٌ [cemret] söyünüp جَمْرَةٌ [cemret]likten hurûc etti. Evvelâ Ḋâbbe söyündü, Ribâb’a muhâlefet ettiği için, sâniyâ Benu’l-Ḩârišamp; söyündü, Mežḩic’e muhâlefet ettiği için. Hemîn Numeyr bâkî kaldı, zîrâ Numeyr kimseye muhâlefet etmedi. Baʹzılar eyitti: جَمَرَاتٌ [cemerât], ʹAbs’tır ve Ḩârišamp;’tir ve Ḋabbe’dir. Bunlar li-umm birâderlerdir. Ve bunun beyânı budur ki Yemen’den bir ʹavret görür ki vâkıʹasında fercinden üç جَمْرَةٌ [cemret] zuhûr eder, pes Yemen’den bir kimseye tezevvüc eder, ondan Ḩârišamp; b. Kaʹb b. ʹAbdulmedân tevellüd eder ki onlar Yemen vilâyetinin eşrâfıdır, ondan sonra onu Baġîḋ b. Reyšamp; tezevvüc eder, ondan ʹAbs tevellüd eder ki bunlar ʹArab tâ΄ifesinin silâḩşörleri anılıp ondan sonra onu Udd tezevvüc eder ki ondan Dâbbe tevellüd eder, pes iki جَمْرَةٌ [cemret] Muḋar’dan ve bir جَمْرَةٌ [cemret] Yemen’den olur. Ve

جَمْرَةٌ [cemret] Menâsik-i haccdan olan جَمَرَاتٌ [cemerât]ın vâhididir ki o üç جَمْرَةٌ [cemret]tir ki birbiri ʹakibince atarlar, ufacık taşlarla. Ve

جَمْرَةٌ [cemret] Ufacık taşa dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı