el-cevâ ~ اَلْجَوَى

Kamus-ı Muhit - الجوى maddesi

اَلْجَوَى [el-cevâ] (هَوَى [hevâ] vezninde) Derûnda pinhân olan ʹaşk ve muhabbete denir; yukâlu: بِهِ جَوًى أَيْ هَوًى بَاطِنٌ Ve hüzn ve endûha denir; yukâlu: أَصَابَهُ جَوًى أَيْ حُزْنٌ Ve müntin ve bed râyiha suya denir; yukâlu: مَاءٌ جَوًى أَيْ مُنْتِنٌ Ve bu vasf bi’l-masdardır. Ve vecd ve ʹaşkın şiddetine ve kalbin ḩurḵatine denir. Ve سِلٌّ [sill] marazına denir ki verem taʹbîr olunur. Ve uzun uzadı onulmaz hastalığa denir. Ve bir maraz ismidir ki insânın sadrına ʹârız olur; hazm-ı taʹâma küllî mâniʹ olur, miʹde ağrısı gibi. Ve

جَوَى [cevâ] Bu maʹnâlarda masdar olur; yukâlu: جَوِيَ الرَّجُلُ جَوًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَصَابَهُ الْجَوَى Ve

جَوَى [cevâ] Zikr olunan ʹârızalardan birine uğramış adama denir, mübâlagaten vasf bi’l-masdardır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve bir nesneden iğrenmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَوِيَهُ جَوًى إِذَا كَرِهَهُ Ve bir yerin havâsı mizâcına nâ-hoş olmakla ondan dil-gîr olmak maʹnâsına; yukâlu: جَوِيَتْ نَفْسُهُ مِنَ الْبَلَدِ وَعَنْهُ إِذَا لَمْ يُوَافِقْهَا

Vankulu Lugatı - الجوى maddesi

اَلْجَوَى [el-cevâ] (cîm’in fethi ve elifin kasrıyla) Yanmak, حُرْقَةٌ [ḩurḵat] maʹnâsına. Ve şiddet-i ʹaşktan yâ şiddet-i hüznden vecde gelmek maʹnâsına da gelir; tekûlu: جَوِيَ الرَّجُلُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve

جَوَى [cevâ] Bir kimseye bir yerin havâsı muvâfık gelmeğe dahi derler; tekûlu: جَوَيْتُ نَفْسِي إِذَا لَمْ يُوَافِقْكَ الْبَلَدُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı