اَلْحُلْكَةُ [el-ḩulket] (ḩâ’nın zammıyla) ve
اَلْحَلَكُ [el-ḩalek] (fethateynle) Pek siyâhlığa denir; yukâlu: فِيهِ حُلْكَةٌ وَحَلَكٌ أَيْ شِدَّةُ السَّوَادِVe
حُلْكَةٌ [ḩulket] Lisânda olan ʹucmeliğe denir, حُكْلَةٌ [ḩuklet] maʹnâsına, gûyâ ki maklûbdur; yukâlu: فِي لِسَانِهِ حُلْكَةٌ أَيْ حُكْلَةٌ Ve bir cins hurde cânvere denir ki balık suya daldığı gibi kumluğa dalıp gider, ʹalâ-kavlin kertenkele envâʹındandır. Ve
حَلَكٌ [ḩalek] (fethateynle) Masdar olur, pek siyâh olmak maʹnâsına; yukâlu: حَلِكَ الشَّيْءُ حَلَكًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اسْوَدَّ شَدِيدًا Ve
حَلَكُ الْغُرَابِ [ḩaleku’l-ġurâb] Karganın minkârına yâhûd siyâhlığına denir; yukâlu: لَوْنُهُ أَسْوَدُ مِثْلَ حَلَكِ الْغُرَابِ أَيْ حَنَكِهِ أَوْ سَوَادِهِ
اَلْحَلَكُ [el-ḩalek] (fethateynle) Karalık, sevâd maʹnâsına; yukâlu: “أَسْوَدُ مِثْلُ حَلَكِ الْغُرَابِ” أَيْ سَوَادِهِ Ve eger مِثْلُ حَنَكِ الْغُرَابِ desen غُرَابٌ [ġurâb]ın minkârın dilersin.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı