ed-deysaḵ ~ اَلدَّيْسَقُ

Kamus-ı Muhit - الديسق maddesi

اَلدَّيْسَقُ [ed-deysaḵ] (صَيْقَلٌ [ṡayḵal] vezninde) Gümüş tepsiye denir. ʹAlâ-kavlin taşt-hân-ı Fârisî muʹarrebidir ki taʹâm yiyecek tepsiye denir, sini dahi derler; yukâlu: جَاؤُوا بِدَيْسَقٍ مِنْ فَالُوذٍ أَيْ خِوَانٍ مِنْ فِضَّةٍ أَوْ هُوَ مُعَرَّبُ طَشْتخُوَانٍ Ve uzun uzadı yola denir; tekûlu: أَخَذْنَا دَيْسَقًا أَيْ طَرِيقًا مُسْتَطِيلَةً Ve Belʹadeviyye kabîlesine mahsûs bir feres ismidir. Ve dopdolu havuza denir; yukâlu: حَوْضٌ دَيْسَقٌ أَيْ مَلْآنُ Ve Ṯâriḵ nâm şâʹirin pederi ismidir. Ve pîre ve sâl-horde adama denir; yukâlu: صَارَ دَيْسَقًا أَيْ شَيْخًا Ve öküze denir, ثَوْرٌ [šamp;evr] maʹnâsına. Ve ʹArablara mahsûs bir gûne çuval tarzında zarfın ismidir. Ve gümüşten düzülmüş nisvân zînetine denir ki sâfî kar gibi ak ve berrâk ola. Ve güzel ve beyâz nesneye denir. Mü΄ellif bu maʹnâyı وَالْحَسَنُ وَالْبَيَاضُ ʹunvânıyla bi’l-müsâmaha beyân eylemiştir. Sâ΄ir ümmehâtta حَسَنٌ وَأَبْيَضُ ile müfesserdir; yukâlu: شَيْءٌ دَيْسَقٌ أَيْ حَسَنٌ وَأَبْيَضُ Bunların mecmûʹu دَسَقٌ [desaḵ]-ı mezkûrdan me΄hûzdur ki parıldamak şânından olur, ihtiyâr adamın ak sakalı ve öküzün tüyü dahi o nevʹdendir.

Vankulu Lugatı - الديسق maddesi

اَلدَّيْسَقُ [ed-deysaḵ] (ʹalâ-vezni جَعْفَر [caʹfer]) Serâbın beyâzı ve yaldıraması. Ve gâh dolu olan havza dahi دَيْسَقٌ [deysaḵ] derler. Ve

دَيْسَقٌ [deysaḵ] Sînî dedikleri büyük tabağa dahi derler. Ebû ʹUbeyde eyitti: دَيْسَقٌ [deysaḵ] muʹarrebdir, lisân-ı Fârisîde ona taşt-hân derler, sofra leğeni maʹnâsına ki sînî demek olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı