اَلدَّوْسَرُ [ed-devser] (جَوْهَرٌ [cevher] vezninde) Dızman ve ʹazîmü’l-heykel erkek deveye denir. Müʹennesi دَوْسَرَةٌ [devseret]tir. Ve
دَوْسَرٌ [devser] Bir nebât adıdır ki hâsıl olan habbesine زِنٌّ [zinn] derler zâ’nın kesri ve nûn’un şeddesiyle. Bu dâne Türkîde çavdar dedikleridir ki buğday aralığında biter, baʹzı yerlerde yaban yulafı derler. Ve çavdar دَوْسَرٌ [devser]den muharref olmak melhûzdur. Ve
دَوْسَرٌ [devser] Ümerâ-yı ʹArabdan Nuʹmân b. Munžir’in hâssaten ʹaskeri ve alayı ismidir. Ve saht ve şedîd arslana denir. Ve eski zamândan kalmış kadîm nesneye denir. Ve زُؤَانٌ [zu΄ân] ismidir ki delice dedikleri nesnedir, buğday içre olur; muhaddirâttan müfsid-i idrâktır. Ve bir atın ismidir. Ve iri ve mukallak zekere denir.
اَلدَّوْسَرُ [ed-devser] (dâl’ın ve sîn’in fethiyle) Şol recüle derler ki fermûde ola. Ve
دَوْسَرٌ [devser] Kezâlik Nuʹmân b. Munžir’in ʹaskerinin ismidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı