اَلرَّصِيعَةُ [er-reṡîʹat] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Atın uyanında olan câ-be-câ pul pul bâfteye denir ki gümüş ve yaldız dahi olur. Ve kılıç kınlarında olan zînete dahi denir, değirmi gümüşten ve altından dahi olur. ʹAlâ-kavlin mutlakan değirmice halkaya denir ki kılıç ve eyer ve sîne-bend ve dikdik makûlesinde zînet için üstüvâr ederler, Türkîde kabara taʹbîr olunur; tekûlu: مَا أَمْلَحَ رَصِيعَةَ سَيْفِكَ وَسَرْجِكَ وَهِيَ حَلَقُ الْحِلْيَةِ الْمُسْتَدِيرَةِ Ve
رَصِيعَةٌ [reṡîʹat] Atın sırtında olan eyegü kemiklerinin uçlarının eğildiği yerlerin birbirine sıra ile kavuşup dizildiği yere denir ki tamâm uçları olacaktır; yukâlu: فَرَسٌ مُحْكَمُ الرَّصِيعَةِ أَيْ مَشَكُّ مَحَانِي أَطْرَافِ الضُّلُوعِ مِنْ ظَهْرِهِ Ve
رَصِيعَةٌ [reṡîʹat] Dövme aşı taʹbîr olunan taʹâmâ denir ki buğdayı soku taʹbîr olunan büyük taş dibekte dövüp kepeği alındıktan sonra ıslatıp yağla tabh olunur. رَصِيعَةٌ [reṡîʹat]ın cemʹi رَصَائِعُ [resâ΄iʹ]dir.
اَلرَّصِيعَةُ [er-reṡîʹat] (râ’nın ve ṡâd’ın kesri ve meddiyle) Vâhidi, halka maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı