اَلرَّعْرَاعُ [er-raʹrâʹ] (ثَرْثَارٌ [šamp;eršamp;âr] vezninde) Ve
اَلرَّعْرَعُ [er-raʹraʹ] (فَدْفَدٌ [fedfed] vezninde) ve
اَلرُّعْرُعُ [er-ruʹruʹ] (هُدْهُدٌ [hudhud] vezninde) Tenâsüb-i aʹzâ ile hüsn ü cemâl ve yâl ü bâl sâhibi olup serv-i sehî gibi mevzûn ve lutf-ı iʹtidâl üzere olan civânâ denir; yukâlu: شَابٌّ رَعْرَاعٌ وَرَعْرَعٌ وَرُعْرُعٌ أَيْ يَافِعٌ حَسَنُ الْإِعْتِدَالِ مَعَ حُسْنِ شَبَابٍ Ve
رَعْرَاعٌ [raʹrâʹ] Korkak, bî-zehre kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ رَعْرَاعٌ أَيْ جَبَانٌ Ve uzun kamışa denir.
اَلرَّعْرَعُ [er-raʹraʹ] (râ’ların fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) ve
اَلرَّعْرَاعُ [er-raʹrâʹ] (râ’nın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Hadd-i iʹtidâlde olan kimse; yukâlu: شَابٌّ رَعْرَعٌ وَرَعْرَاعٌ أَيْ حَسَنُ الْإِعْتِدَالِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı