اَلرَّعْفُ [er-raʹf] (râ’nın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) ve
اَلرُّعَافُ [er-ruʹâf] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Bir adamın burnu kanamak maʹnâsınadır; yukâlu: رَعَفَ الرَّجُلُ وَرَعُفَ وَرُعِفَ عَلَى الْمَجْهُولِ وَرَعِفَ رَعْفًا وَرُعَافًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّالِثِ وَالْخَامِسِ وَالرَّابِعِ إِذَا خَرَجَ مِنْ أَنْفِهِ الدَّمُ Ve
رَعْفٌ [raʹf] Sebk ve takaddüm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَعَفَ الْفَرَسُ الْخَيْلَ رَعْفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّالِثِ إِذَا سَبَقَ Ve kapıdan içeri girmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: رَعَفَ بِهِ الْبَابُ إِذَا دَخَلَ Gûyâ ki burun bagteten kan akıtır gibi kapı onu içeri idhâl eyledi. Kâle fi’l-Esâs بَيْنَا نَحْنُ نَذْكُرُكَ رَعَفَ بِكَ الْبَابُ Ve mutlakan kan akmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَعِفَ الدَّمُ رَعْفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَالَ
اَلرُّعَافُ [er-ruʹâf] (râ’nın zammıyla) Şol kandır ki burundan çıkar.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı