اَلزَّفْيُ [ez-zefy] (zây’ın fethiyle) ve
اَلزَّفَيَانُ [ez-zefeyân] (fetehâtla) Yel sehâbı sürüp götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: زَفَتِ الرِّيحُ السَّحَابَ زَفْيًا وَزَفَيَانًا إِذَا طَرَدَتْهُ وَاسْتَخَفَّتْهُ Ve yay çinreyip tıngırdamak maʹnâsınadır; yukâlu: زَفَتِ الْقَوْسُ إِذَا صَوَّتَتْ Ve serâb şahs-ı mütehayyeli kalkıtmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَفَى السَّرَابُ الْآلَ إِذَا رَفَعَهُ
اَلزَّفَيَانُ [ez-zefeyân] (fethateynle) Yel ziyâde esmek; yukâlu: زَفَتْهُ الرِّيحُ زَفَيَانًا إِذَا طَرَدْتَهُ Ve
زَفَيَانٌ [zefeyân] Çâbük olan nâkaya dahi derler; yukâlu: نَاقَةٌ زَفَيَانٌ أَيْ سَرِيعَةٌ Ve oku ziyâde tîz çıkan yaya dahi derler; yukâlu: قَوْسٌ زَفَيَانٌ أَيْ سَرِيعَةُ الْإِرْسَالِ لِلسَّهْمِ Ve
زَفَيَانُ [Zefeyân] Bir şâʹirin dahi ismidir yâhûd lakabıdır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı